Piezo Burun Estetiği
Burun estetiğinden sonra hastaların en çok şikayet ettiği konu; yüzdeki şişlik ve morluklar. KBB uzmanı Op.Dr. Nihat Kaya, burun estetik ameliyatlarını daha konforlu hale getirdikleri yeni sistemleri üzerine yazdı.
Günlük hayatı olumsuz etkileyen burun ameliyatları sonrasında oluşan şişlik ve morlukları en minimuma indiren “Piezo” teknolojisinde ses dalgalarının mikro titreşimleri kullanılıyor. Bu sayede burundaki yumuşak dokular (damar, sinir, mukoza) zarar görmüyor ve hastaların yüzlerindeki şişlik ve morluklar çok daha az oluyor.
Buruna uygulanacak estetik operasyonlardan önce hastalarımızla minimum yarımşar saatten, 2 görüşme gerçekleştiriyoruz. Hastalarımızı iyice tanımaya, istediklerini çok iyi anlamaya özen gösteriyoruz. Çeşitli bilgisayar programları ile hastalarımıza muhtemel sonuçları gösteriyoruz. Hasta için en uygun zamana karar verip, yeni sistemimizi uygulamak üzere ameliyat gününü bekliyoruz.
Sistemimizin adı “Piezo burun estetiği”. Burun estetik ameliyatlarında, beyin cerrahları tarafından halen kullanılan mikro titreşimli cerrahi yöntemi uygulamaya başladık. Bu teknolojide burun kemiğine gözle görülmeyen mikro titreşimler gönderilerek, kemikte şekillendirme yapılıyor. Eski yöntemde burun kemiği kırılarak şekillendiriliyordu. Bu da burunda bir baskı oluşturuyordu. Uygulanan baskı arttıkça da, ameliyat sonrasında şişlik ve morluk da artıyordu.
Piezo burun estetiği sayesinde morluk çok daha az, şişlik ise minimal seviyede. Ses dalgalarının mikro titreşimlerinin kullanıldığı bu operasyonlarda yaşanan şişlikler saman alevi gibi 3 gün içinde sonlanıyor. Burun estetiği ameliyatı olan hastalarımız 1 gün hastanemizde istirahat ediyorlar ve durumları tarafımızdan takip ediliyor.
Ameliyatı takiben 5 gün boyunca burunda, sıcakta eriyen, soğukta donan bir alçı oluyor. 5 günden sonra yaklaşık 10 gün ten rengi bir bandajla burun destekleniyor. Hastalarımız 2 hafta sonra komplikasyonları bitmiş şekilde hayatına devam ediyor.
Kullandığımız silikon tamponlar sayesinde hasta ameliyatın hemen ardından nefes almaya başlıyor. Burun tıkanmasını önlemek için deniz suyu gibi spreylerle hastalarımızın rahat nefes almasını sağlıyoruz.
Hastalarımızın bu ameliyatı olmaları için kadınlarda 16 buçuk, erkek hastalarımızda 17 buçuk alt yaş sınırımız var. Üst sınırımızda da 60 yaş üstüne bu ameliyatı çok planlamıyoruz. Hastalarımız estetik operasyonlarından evvel bir deviasyon ameliyatı yani burun kemiğindeki eğrilikten sebep bir operasyon geçirmişse, mutlaka estetik için yeterli kıkırdak var mı diye kontrol ediyoruz.
Olmaması halinde kulak arkasından ya da kaburgadan takviye kıkırdak alınıyor. Bu bilgi hastamızla mutlaka paylaşılıyor. Biz, deviasyon ameliyatı olacak hastalarımızın eğer ihtiyaçları varsa estetik operasyonlarını da aynı anda olmalarından yanayız. Bu sayede hem 2 ameliyat geçirmemiş olurlar, hem de burunda var olan kıkırdak ile işlemimizi bitirmiş oluruz.
Hastalarımızın alerjisi varsa, aynı seansta burundaki etleri küçültüp, burun içi eğriliği varsa onu da düzeltiyoruz. Ameliyattan sonra da hemen alerji ilaçlarına başlıyoruz. Alerjisi olan hastalarının burun ameliyatlarının daha zor iyileştiğine dair yanlış bir inanış var. İyileşme daha geç olmaz. Sadece burun tıkanıklığı yaşama olasılıkları daha yüksektir ama biz KBB hekimleri olarak önlemimizi önceden alabiliyoruz.
Hastalarımız ameliyattan 4 saat sonra kendi ihtiyaçlarını kendileri giderecek hale geliyorlar. Ama biz kendilerine 15 günlük bir istirahat öneriyoruz. Hastalarımızın ameliyattan sonraki 6 haftalık dönemde ağır iş yapmamaları, gözlük takmamaları, denize girmemeleri, ağır sporlardan uzak durmaları gerekir. Ama masa başı iş yapan bir hasta eğer burundaki ten rengi bandaj işine yapmasına engel değilse 7. günden sonra çalışmaya başlayabilir. Eğer görsel de bir işse bu o zaman 14 gün sonra işbaşı alabilir. Birinci ayın sonunda %90, üçüncü ayda %95, altıncı ayda ise ameliyat sonrası ödemin %98’i geçmiş oluyor.
Alerji testlerini hastanın iyi döneminde yapıyoruz. Eğer alerjisi aktif haldeyse önce hayat kalitesini arttırıp, hastamızı rahatlatıyoruz. Sonrasında ilaca yaklaşık 3 haftalık bir ara veriyoruz ve o dönemde tüm alerji testlerini gerçekleştiriyoruz. Buna göre de önlemler alıyoruz. Odasında bir halısı varsa kaldırmasını, sulu elektrik süpürgeleri kullanmalarını öneriyoruz, nevresimlerin mikrofiber olması gerektiğini, evin de rutubetli olmasının sakıncalı olduğunu söylüyoruz. Alerjisi olan hastaların bol bol evlerini havalandırmalarını öneriyoruz. Evlerinde polenden korunmak için, polen döneminde camlarını kapalı tutmalarını öneriyoruz.
İstanbul’da alerji mevsimi şubat ayında başlar, temmuz ortasına kadar devam eder. Polenden uzak durulması gerekir, kavak ağacının çok olduğu bölgelere gitmemekte fayda var.
Op.Dr. Nihat KAYA
KBB Uzmanı